1992 - Wolfenstein 3d |
Doom'u ilk oynadığımda belki de daha önce hiç FPS oynamadığım için şaşkındım. Suyun içinden geçerken örneğin su sesi ben üzerinden geçtiğim için geliyordu. Bu tür oyunların atası olabilecek kaç oyun olabilirdi ki? Eğer 1990'lara gelindiğinde PC'nin ve özellikle DOS'un oyun için kullanımı bu hale gelmiş ise, daha önce teknik yetersizlikler yüzünden sıkışan şey yavaş yavaş kendi sınırlarını aşacak demekti bu ve öyle de oldu.
Oldu evet ve benim de bilgisayar oyunu ile ilgili hastalıklı sürecim de 89'da başladığı hali ile PC ve şürekasına taşındı. Bugün geldiğim noktada, yaşıma rağmen, her gün neredeyse yeni oyun deneme çılgınlığına sahibim. Günümün büyük bir bölüme işte oyun hayal etmek ve eve gidince de oyun oynamakla geçiyor. Fark ettim ki, bu kadar büyük zaman harcadığım şey ile ilgili ufak tefek notlar almam gerekiyor.
Oyuncunun vazgeçilmez ya da vazgeçmeyeceği araç gereç miktarı arttı. Oyun endüstrisinin büyüklüğü, sinema sektörünün büyüklüğüne erişti ve geçti sayılır. Özellikle akıllı telefonlarla birlikte insanların elindeki küçük ama güçlü bilgisayarlar için oyun yazmak çok yaygın ve para getiren bir hale büründü. Bir akıllı telefonun sahip olduğu en zayıf işlemci bile bir çok nostaljik konsoldan daha güçlü. Emülasyon sayesinde artık fiziksel olarak bir makinaya bağlı kalmadan bir çok işletim sistemi ya da oyun konsolunu çalıştırabiliyoruz. Bütün bu gelişmelerden ülkemiz de nasibini aldı. Bugün artık orijinal oyun satın alma lüksümüz var. Kaldı ki benim zamanımda bu işlem imkansız sayılırdı. Aldığım tek orijinal oyun C64 için yayınlanmış Fighter Bomber oyundur. Ve ona ödediğim parayı şimdi düşünmek bile istemiyorum...
Wolfenstein Playstation 3 - 2009 |
Hamiş: Bu arada bu ilk yazı olduğu için her türlü sakarlık mümkündür, hoş görüle!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder